Iconic - Ekstra Kara Turları
Patmos – Panoramik Patmos Turu & Apocalypse Mağarası - (yaklaşık 3saat) - (PAT – 02)
Dini değerinin yanısıra kendi özellikleri sayesinde de Patmos 1999'da UNESCO tarafından bir 'Dünya Mirası Anıtı' ilan edildi.
Panoramik tur Scala limanında başlayıp adanın merkezine, Hora'ya doğru yöneliyor. Köy merkezinde Apocalypse (Kıyamet) Mağarasını ziyaret edecek ve duvarların arkasındaki 'kale’nin tepesinde, Bizans mimarisi eseri Evargelist Aziz John'un Manastırını göreceksiniz.
Hora'nın sessiz değirmenlerinin adada bugüne dek tanıklık ettiği önemli olaylar, adaya dini ve aynı zamanda eğlence amaçlı turizm ile binlerce turist çekmektedir.
Ada turu, 12 Adaların alameti farikası olan daha ıssız tabiata doğru devam ediyor. Kayalık tepeler, çorak, kurak toprak ile toprağın adeta birer dil gibi denize daldırdığı fyordlar, düzinelerce koy ve girintili çıkıntılı bir kıyı şeridi. Ada boyunca yapılan bu aydınlıtıcı gezintinin ardından tur, bölgenin en eski ve pitoresk kafesi Arion'un kahve, meyve suları ve türlü içerikleriyle bizi beklediği yerde, Skala Limanında son bulacaktır.
Patmos – Aziz John Manastırı ve Apocalypse Mağarası - (yaklaşık 3 saat) - (PAT – 01)
Pitoresk dar yollar yukarı, 1088'de St.Christodoulos tarafından kurulan Evangelist St.John Manastırı'na doğru kıvrılır. Ziyaret, rahiplerin yemeklerini yediği manastırın bahçesinin ve eski fırının kapılarını size açacak. Yontma ahşap iken bölmesi hem mozaik hem diğer ikonların yer aldığı birçok dönemden önemli fresklerle süslü St.John kilisesi turu enfes güzelliktedir. Sonraki durak, el yazmaları, ortaçağ dokumaları, papaz elbiseleri gibi ölçülemez değerde dini hazineler barındıran küçük müze.
Merdivenden aşağı yürürken deneyimleyeceğimiz dini enerji insanın ruhuna işler. St.Anre'in şapelinin ardında Kıyamet Mağarası'nın girişi yer alır. Evangelist St.John tarafından geleneğe uygun şekilde yontulmuş haçı, St.John'un Tanrı'nın ona kıyameti anlattığını duyduğu üç yarığı ve ayrıca St.John'un yattığı yeri göreceksiniz.
Patmos– Agriolivadi Plaj Transferi - (PAT – 04)
Muhteşem Agriolivadi plajına otobüs transferi. Agriliovadi modern tesisleriyle organize bir plajdır. (Tesislerdeki hizmetler fiyata dahil değildir)
Patmos Lezzetleri - (yaklaşık 3 saat) - ( PAT-05)
Geleneksel bir Patmos tavernasında sunulacak unutulmaz bir ziyaret için bize katılın. Dost canlısı ev sahipleriniz adanın geleneksel yemeklerini en güzel klasik yamaç köylerinden birinde size tattırmak için can atıyor.
Skala'dan klimalı bir otobüse biniyor ve Patmos tepelerine doğru manzaralı yoldan gidiyoruz. Patmos, adanın merkezinde iki boğazın bağladığı dağlık üç parçadan oluşur. Oniki adanın diğerlerinden altyapı konusunda eksik kalmasa da, el değmemiş doğal güzelliği, tablo gibi köyleri, kartpostal gibi manzarası sayesinde Patmos hala sıradışı, özel hissettirir. 2009'da Forbes dergisi adayı, yaşamak için dünyanın en pastoral yerlerinden biri olarak gösterdi: 'düşsel', 'ev gibi' ve 'bakir' gibi sözcükler bu Ege cennetini tanımlamak için sıklıkla kullanılır. Adanın tablo gibi köylerinin pek çoğundan yolumuz geçecek – muhteşem Ege manzaraları için aşağı bakmayı ihmal etmeyin.
Ziyaretimizin bizi beklediği tavernaya doğru kısa, manzaralı bir yürüyüş için otobüsten indiğinizde, yabançiçeği kokuları sizi selamlar. Burada nereye bakacağınıza karar vermeniz gerekecek: Ege'ye doğru uzanan inanılmaz manzaraya mı, yoksa geleneksel Patmos lezzetleriyle dolup taşan taverna masalarına mı? Biz bu leziz ve samimi yemeğe gömülmüşken yerel bir orkestra ve dans grubu bizim için bir performans gerçekleştirecek. Patmos kırsalının otantik yüreğine hoşgeldiniz.Kali Orexi!
Kandiye / Girit – Kandiye ve Arkeoloji Müzesi - (yaklaşık 3,5 saat) - (HER – 07)
Kandiye 824 yılında kurulmuştur ve edebiyat ve sanata katkıda bulunanlara önemli bir yurt olmuştur. Örneğin Nobel ödüllü şair Odysseas Elytis, Rönesans ressamı Domenikos Theotokopoulos (El Greco) ve yazar Nikos Kazantzakis. Kandiye, ayrıca harika yapılarla donatılmıştır: "Koules" kalesi, Loggia’nın ödül kazanmış Venedik yapısı, Morosini Çeşmesi, Aziz Mark Basilikası, Agios Titos Kilisesi, Aziz Katerina'nın ortaçağ manastırı, Agios Mina Katedrali, Girit Tarih Müzesi ve tabii ki Knossos Sarayı olağanüstü örneklerdir. Tur, şehrin Arkeoloji Müzesinde sona erecektir. Müzenin sergileri ile Girit kültürünün geçmişi önünüze açılacak ve görünür olacaktır.
Kandiye, GİRİT – Knossos Sarayı ve Kandiye - (yaklaşık 3saat) - (HER – 02 )
Knossos Antik Kenti, Neolitik Çağ'dan 5. Yüzyıla kadar sürekli yerleşimiyle şüphesiz Avrupanın ilk medeniyetine doğum veren Minosluların yurdudur.
İlk kazılar 1878 yılında Kandiyeli Minos Kalokairinos tarafından başlatılmıştır. Kısa bir süre sonra (1900-1913 & 1922-1930) İngiliz Sir Arthur Evans’a ait kazılar bilimsel araştırmayı tamamlayarak, geleneğe göre bilge Kral Minos’un yaşadığı yer olan Minos Sarayını bütün olarak gün ışığına çıkarttı.
Knossos sarayı merkezdeki geniş bir avlunun etrafına yayılır. Doğu kısmında hayranlık uyandıran Taht odası'na, "Zambakların Prensi" nin freskosuna, heybetli Büyük Merdivenlere, doğunun Kraliçe Megaron'una ulaşacaksınız.
Knossos sarayının odalarına doğru yürürken ve kalıntıları incelerken, kendinizi bu kültürel mirasın bir parçası olarak hissedeceksiniz.
Gemiye geri dönerken Kandiye'da duracağız.
Kandiye 824 yılında kurulmuştur ve edebiyat ve sanata katkıda bulunanlara önemli bir yurt olmuştur. Örneğin Nobel ödüllü şair Odysseas Elytis, Rönesans ressamı Domenikos Theotokopoulos (El Greco) ve yazar Nikos Kazantzakis.
Kandiye ayrıca bazı muhteşem yapılara sahiptir: "Koules" kalesi, Ödüllü Venedik Loggia’sı, Morosini Çeşmesi, Saint Mark Bazilikası ve Agios Titos Kilisesi. Konuklar, Kandiye'nin Özgürlük Meydanı'ndaki yürüyüşe başlayarak, 25 Ağustos ve Dedalou alışveriş caddelerinden geçerek, yol boyunca yukarıda belirtilen yerleri görecekler.
Kandiye, GİRİT – Girit Lezzetleri - (Yaklaşık 3.5 saat) - (HER – 04)
Kandiye'nin Venedik duvarlarını geride bırakıp güzel Girit kırsalına, Episkopi ve Sgourokefali köylerine doğru yola çıkıyoruz, geleneksel Stironas köyüne varıyoruz. Burada derin bir nefes alın ve muhteşem dağ manzarası eşliğinde görkemli manzaranın tadını çıkarın - deniz seviyesinden 550 metre yukarıdasınız! Stironas, amfitiyatro gibi kurulmuş, dağlara doğru bakan geleneksel taş binalar içerir. Burada geleneksel Giritlerin yüzyıllar önce nasıl yaşadıklarını göstereceğiz. Ayrıca Girit dağlarından çeşitli aromatik ve şifalı bitkileri içeren bir botanik bahçeyi de ziyaret edeceğiz.
Girit’te şarap Minoslulardan bu yana üretilmektedir ve bir rakı damıtıcısını ziyaret ettiğimizde ve direk olarak mahzenindeki varillerden rakıyı test ettiğimizde, dudaklarımızı geleneksel Girit şarabı üretiminin derin kasesine kelime kelime sokma şansına sahip olacağız. Saf zeytinyağlı Girit mezeleri eşliğinde şarap imalatı ve şişelemesini öğreneceğiz ve geleneksel Girit dansçıları yemek boyunca bizim için dans edecekler. Bu Girit kırsalının derin, tatmin edici yudumudur. Keyfini çıkarın
Gemiye geri dönerken Kandiye'de duracağız.
Kandiye (Kandiye) 824 yılında kurulmuştur ve edebiyata ve sanata katkıda bulunanlara önemli bir yurt olmuştur. Örneğin Nobel ödüllü şair Odysseas Elytis, Rönesans ressamı Domenikos Theotokopoulos (El Greco) ve yazar Nikos Kazantzakis.
Kandiye ayrıca bazı muhteşem yapılara sahiptir: "Koules" kalesi, Ödüllü Venedik Loggia’sı, Morosini Çeşmesi, Saint Mark Bazilikası ve Agios Titos Kilisesi. Konuklar, Kandiye'un Özgürlük Meydanı'ndaki yürüyüşe başlayarak, 25 Ağustos ve Dedalou alışveriş caddelerinden geçerek, yol boyunca yukarıda belirtilen yerleri görecekler.
Santorini – Muhteşem Oia Köyü - (yaklaşık 3saat) - (SAN – 01)
İlk önce özgün mimarisi ve atmosferi ile adanın en otantik ve bozulmamış köylerinden Megalohori’ye yol alıyorsunuz.
Doğuya doğru devam edeceğiz ve Fira’ya doğru ilerlerken arka planda Kamari Monolithos gibi yerleşim yerleri olacak. Zarif mimarisi ve güzellikleriyle küçük geleneksel Firostefani ve Imerovigli’den sonra nihayet Oia Köyüne varıyoruz. Tüm yol boyunca batınızda dantel gibi gözlerinizi kamaştıracak Kaldera Koyu, Thirasia, Palea ve Nea Kameni adaları ve muhteşem panoramik manzara eşlik edecek. Oia’da mermer döşeli sokaklarda dolaşmak, şirin dükkanlara bakmak, resim çekmek, kayalara oyulmuş ve olağandışı kaptan köşkleri gibi karakteristik binalara göz atmak, Kaldera’nın ilk ayağı Ammudi’de dolaşmak için bolca zamanınız olacak. “Olağanüstü doğal güzellik” olarak nitelendirilen bu alana olan merakınızı giderdikten sonra dönüşünüz başlıyor...
Santorini – Tekne ile Adalar ve Volkan - (yaklaşık 3saat) - (SAN – 02)
Küçük Palea ve Nea Kameni Adaları altında uyumakta olan aktif volkanıyla özellikle jeolojik açıdan ilgi çekicidir.
Gemiden küçük bir tekneyle aya benzeyen Nea Kameni’ye doğru birkaç dakika içerisinde kolaylıkla nakledileceksiniz. Kraterin eşiğinde, volkanın kalbinde, sizi hayran bırakacak eşsiz bir jeolojik fenomende yürüyeceksiniz. Günümüzde Nea Kameni’de plajları termal sularla kucaklanıyorken, kraterin üst kısmında gaz buharı aktivitesi bulunmaktadır.
Bu özel turdaki bir sonraki durak, terapötik (tedavi edici) ılık sularıyla Palea (veya Palia) Kamenidir. Buradaki deniz sıcaklığı, diğer yerlerden 5°C daha yüksek ve yeşil-sarı su sülfür içermektedir. Volkan gezisinden sonra, Fira’da yürüme, hatıra resimleri çekme, Fira’nın büyüsüne ve enerjisine dokunma şansına sahip olacaksınız.
Santorini’nin merkez köyünde turunuzu tamamladıktan sonra, küçük bir tekne ile gemiye ulaşmak için teleferik (bilet turun fiyatına dahildir) ile Eski Limana ineceksiniz.
Santorini - Akrotiri Kazıları - (SAN – 08)
Tarih öncesi dönemlerde Santorini’de yaşayanlar adayı Strongyle (yuvarlak) olarak adlandırmışlardı. MÖ 1650’lerdeki muazzam Volkanik Patlama ile adanın ortası Ege'nin maviliklerine gömüldü ve ada bugünkü şeklini alırken ardında bu muhteşem Kaldera’yı bıraktı.Tekneler klimalı otobüslerimizin sizi Santorini’nin en önemli arkeolojik alanı olan Akrotiri Köyüne götürmek üzere beklediği Athinios Limanına taşırken, bu yükselen uçurumdan eşsiz manzaranın tadını çıkartacaksınız.
Athinios’tan güneye doğru yol alacağız. Fotoğraf çekmek ve inanılmaz manzaranın tadını çıkartmak için adanın ünlü yel değirmenleri harabelerinde duracağız. Değirmenleri, bu antik köyü keşfetme şansına sahip olacağımız Akrotiri için arkamızda bırakıyoruz - Muhteşem kalıntılar sizi zamanın gerisine götürecek. Bu gelişmiş insanlar iki – üç katlı evler inşa ettiler ve mahsüller yetiştirdiler; binlerce yıl önce köy meydanını çevreleyen evlerin, mağazaların ve atölyelerin kalıntılarına şaşıracaksınız. Akrotiri canlı bir köy haline geldi fakat arkeolog ve tarihçilerin halen gizemini çözmeye çalıştığı bir şekilde buranın yerleşikleri Thira yanardağının patlamasından önce adayı terkettiler. Volkanın külleri şehri gömerek onun yapısını ve bazı inanılmaz freskleri korudu. Akrotiri kayıp şehir Atlantis olabilir mi? Karar sizin!
Akrotiri sonrası seçkin mimarisi ve Santorinili ressam Chistoforos Assimis tarafından boyanmış harika freskleri ile ünlü Ipapantis Kilisesi olarak da bilinen Ortodoks Metropolitan Katedralini ziyaret edeceğimiz adanın merkez ve en büyük köyü Fira’ya hareket ediyoruz. Katedral ziyaretimizden sonra Fira’da alışveriş ile zaman geçirebilir, bir kahvenin ya da aperatifin tadını çıkartabilir veya teleferiğe binerek 200 metrelik Kaldera’nın derin mavi sularına inanılmaz inişle aşağıdaki limana ulaşabilirsiniz. Teleferikten indiğinizde teknelerimiz sizi gemiye götürmek üzere hazır bekleyeceklerdir.
Atina – Atina Şehri ve Akropolis - (PIR – 01 )
Akropolis'in bu tarihi tepesi, omuzlarının üstünde Atina şehrinin koruyucu tanrıçası Athena'ya ithaf edilen ünlü Parthenon'u taşıyor. Açılışı M.Ö. 438'de Büyük Panathenaea’da gerçekleşti.
Propylaea'nın yanında Athena Nike ya da Kanatsız Nike tapınağı bulunur. Orada Nike’nin Atina’yı asla terk etmeyeceğine işaret eden “kanatsız” bir ahşap heykel (xoanon / kukla) bulunurdu. Parthenon'un yanında, İyonik tarzda mermer bir yapı olan Erektion yükselmektedir. Tapınağın doğu kısmı Athena Polias'a, batı kısmı da Poseidon-Erekteus'a adanmıştır. Akropolis tepesinden Herodes Attikus'un görkemli Odeon'unu görebilirsiniz.
Akropolis'in tarihi tepesinden ayrılırken, Yunan Parlamento Binası önünde bulunan Meçhul Asker Anıtı’ndan geçeceksiniz. 1896'da ilk modern Olimpiyat Oyunlarının yapıldığı Panathenaic Stadı'nda durmak bir zorunluluktur. Sonrasında 19. yüzyılın sonunda inşa edilen zarif "Atina Trilojisi" gelir: Eski Atina Üniversitesi binası, Milli Kütüphane ve Atina Akademisi. Gezi, modern Atina'nın kalbi Omonia ve Syntagma Meydanından geçerek sona eriyor.
Atina – Atina Şehri ve Yeni Akropolis Müzesi - ( PIR – 07 )
Limanı geride bırakırken, Atina'nın merkezine doğru deniz yolu boyunca otobüsle ilerliyorsunuz. 12 tanrının babası Zeus’a adanmış ve Pentelli mermerinden yapılmış Zeus Olimpia Tapınağı, Akropolis'in güneydoğusunda durmaktadır.
Tur, Yunan Parlamento Binası'nın önünden varış noktası olan Panathenaic Stadına doğru devam ediyor.
Ardından tur sizi Panepistimiou caddesindeki klasik mimariden esinlenerek yapılmış üç tane 19. yüzyıl yapısı olan "Atina Trilojisi"ne getirecek. Yol, sizi Omonia Meydanı ve Syntagma Meydanı üzerinden, Akropolis'in altındaki şirin, pitoresk ve korunmuş Plaka bölgesine getirecektir.
En son varış noktası modern, etkileyici ve görkemli Akropolis Müzesi. Kapılarını 2009 yılında halka açan ve klasik antik eserlerin en ünlülerinin bulunduğu olağanüstü estetik tematik bir arkeoloji müzesidir. Yeni Akropolis Müzesinde kolleksiyonlar 3 katlı ve 14.000 m²(150.000 ft²) alanda, ışık, hareket ve çoklu seviye unsurları kullanılarak sergilenmektedir.
Mykonos – Panoramik Mikonos Turu - (MYK – 06)
Tur otobüs ve rehberiniz ile birlikte Hora’dan yola çıkacaktır.
Sonraki durak, güneyde balıkçılar için popüler bir demir atma yeri olduğu gibi oldukça da pitoresk bir liman olan Ornos’un rüzgarlı plajı ve ardından Agia Anna’nın küçük plajı ve Kalafatis plajıdır.
Hora’ya geri dönerken, geleneksel bir köy olan Ano Mera’da 1542’de inşa edilen Panagia Tourliani manastırını ziyaret edeceksiniz. Şirin köy merkezi kısa bir mola için mükemmel bir nokta olacaktır.
Hora’ya dönüşte, Paraportiani’de duracaksınız. Bir kaç metre ileride, iki katlı bir tüccar baronun eski evi olan Mikonos Folklör Müzesini göreceksiniz.
Mikonos’un Küçük Venedik’i ile yel değirmenleri ve günbatımıyla bilinen Alefkandra’ya doğru yol alarak turu tamamlayacaksınız.
Mikonos Yürüyüş Turu - (MYK – 10) - Yarım Gün
Mikonos dünyaca meşhurdur. Yunan adalarının en kosmopolit olanıdır ve dünyanın her yerinden çok sayıda sanatçı ve entellektüeller dahil bir çok ziyaretçiyi cezbetmektedir. Otobüsünüz sizi, yürüyerek Alefkandra’ya ulaşana kadar, adanın merkezi olan kasabanın dar taş sokaklarını, şirin butiklerini, şık gece kulüplerini ve beyaz boyalı evlerini göreceğiniz adanın merkezi olan Hora’ya götürecek. Aynı zamanda Mikonos’un “Venedik”i olarak bilinen Alefkandra, adanın cazip köşesidir. Evler ahşap balkonları ile Venedik’i andırarak deniz üstünde inşa edilmiştir. Bunlar 18. Yüzyılın ortasından itibaren inşa edilmeye başlanmış ve zengin tüccar ve kaptanların evleriydi. Mikonos Kasabasından (Hora) geminize ulaşacağınız limana otobüs servisi alarak döneceksiniz.
Mikonos Lezzetleri - (MYK – 01) - Süre 3,5 saat
Bu keyifli tur sizi yürüyerek dünyanın en çok sevilen yerlerinden birisi olan Mikonos Kasabası harikalarına yakınlaştıracak. Ünlü Paraportiani Kilisesinin evi olan Kastro’ya varana kadar dar taş sokakları, şirin butikleri ve beyaz boyalı kiliselerinden geçerek birlikte yapacağımız uzun yürüyüşe başlayacağız. Paraportiani’nin hemen sonrası, eski bir çift katlı kaptan evi olan Folklör Müzesidir*. İçinde adadaki evlerde bulunan 19 yüzyıl sonu ve 20. Yüzyıl başına ait mücevher takılar ve tekstil ürünlerinin yanı sıra ilgi çekici kıyafetler, mobilyalar ve ev eşyalarını barındıran müzeyi ziyaret edeceğiz. Folklör müzesi 100 yıldan daha eski olması sebebiyle, Mikonoslunun hayatının derinliğini yansıtan bir katkı olacaktır. Hazır Kastro’da iken, Paraportiani’nin küçük şapellerini de ziyaret edeceğiz.
Kastro’dan Alefkandra ve yel değirmenlerine yürüyeceğiz. Aynı zamanda Mikonos’un “Venedik”i olarak bilinen Alefkandra, adanın cazip köşesidir. Evler ahşap balkonları ile Venedik’i andırarak deniz üstünde inşa edilmiştir. Bunlar 18. Yüzyılın ortasından itibaren inşa edilmeye başlanmış ve zengin tüccar ve kaptanların evleriydi. Buradan muhteşem günbatımı ve görkemli adanın en önemli noktalarının resmini çekebileceğiniz yel değirmenlerine yürüyeceğiz.
Hora’nın pitoresk küçük sokaklarında devam eden yürüyüşünüz sizi Yunanistan'ın favori lezzetleri, içecekleri, müzikleri ve dansları ile birlikte orijinal Yunan ruhunun tadını, kokusunu ve esansını tadacağınız yerel bir tavernaya getirecek.
* Folklör müzesinin kapalı olması halinde, tarih öncesi dönemlerden 20. Yüzyıla kadar uzanan çeşitli kürekli sandallar, yelkenli tekneler ve buharlı gemilerden ölçekli modellerin sergilendiği Aegean Denizcilik Müzesini ziyaret edeceğiz.